Hakkımda

Fotoğrafım
Merhaba! Ben "Tesadüfler Kraliçesi"...Hayatta bir cok seyin tesadüf olduguna inanıyorum. Tesadüfen tanıştığım ve sevdigim insanların hayatımda varlıklarını sürdürmeleri benim için çok önemli...Tesadüfen sevdiklerimle, "merak" duygumun bir sonucu olarak, üzerine düşündüğüm seyleri paylasmayı da seviyorum... Bu blogu okuyorsanız, muhtemelen tesadüfen tanıştıgım ve sevdiğim bir insansınız...

17 Nisan 2013 Çarşamba

Küçük bir Hayal

Bir talepte bulunduğunuzda cevap ne olursa olsun yanında huzurlu olduğunuz insanlar vardır ya, işte büyüdükçe öyle bir insan olabilmeyi hayal ediyorum...

Tesadüfler Kraliçesi

9 Nisan 2013 Salı

Özgür İrade ve Kabullenicilik birlikte yapabilir mi?

Pozitif bilimler öngörülebilirlikten bahseder, istatistiki trendler bu bağlamda candır. Ekonomi olsun, tıp olsun, mühendislik olsun hepsinde, istatistik insanların öngörme isteğine hizmet eder.  Elimizde yeteri kadar data varsa, bir trend oluşturabilir ve geleceğin kabaca nasıl olacağını öngörebiliriz. Eğer “insan”ın geleceği tahmin edebilme dürtüsü evriminin bir parçası ise, istatistiğin çıkış noktası da bu dürtüyü tatmin etmek olabilir. Bilemiyorum, istatistik tarihi araştırması yapmak gerekebilir bu soruya yanıt bulabilmek için.

Teoride “öngörülebilirlik”in getirdiği GELECEĞİ TAHMİN ETMEK mümkün olsa da, gerçek hayatta bu çok da mümkün değil anladığım kadarıyla…

Uhrevi tarafa veya sosyal cepheye yüzümüzü çevirince ise, “öngörülemezlik” ile karşı karşıya kalırız. Yaşamın öngörülemezlik üzerine inşa edilmesi gerektiği vurgulanır. Hayatta her an, her şey olabilir ve biz insanlar kontrolü elden bırakmalıyız, kabullenici olmalıyız, tevekkül etmeliyiz ki huzursuz bir ruh olmayalım. Gelecegi istesek de öngöremeyiz, planlar yapmamalıyız, yaşamımızı değişkenlik üzerine kurgulamalıyız…

Teoride  “öngörülemezliğin” getirdiği KABULLENİCİLİK mümkün olsa da, gerçek hayatta bu çok da mümkün değil anladığım kadarıyla…


Ne o çok sevdiğim istatistiğin bana öğrettiği kadar ileride neler olabileceğini tahmin edebilmek istiyorum, ne de o çok sevdiğim spiritüelliğin bana öğütlediği kadar pasif bir kabullenici olmak…

Ne sizi tahmin edebilmek adına üzerinize görünmez bir baskı uygulamak istiyorum, ne de sizden o derece hiçbir şey beklemeyerek de kendi üzerime sizin bir görünmez baskı uygulamanızı istiyorum…

Ne sizi öngörmeye çalışıp yaratmaya çalıştığınız “gizemi”  zedelemek istiyorum, ne de "hiç bir zaman öngörülemeyecek kadar gizemli” olduğunuzu bana zorla kabul ettirmenizi istiyorum…

Sadece neyin öngörülemez olduğunu bulmaya çalışıyorum ki,  “kabulleniciliğim” benim özgür irademin bir sonucu olabilsin… 

Tesadüfler Kraliçesi

4 Nisan 2013 Perşembe

Ölünce Özleyeceklerim

İş yerinde ölümsüzlüğü tartışıyoruz, insanoğlunun giderek ölümsüzlük yolunda ilerlediği gerçeği… Moore kanunu yardımıyla, 2020’de kişisel bilgisayarların insan beyni kapasitesine ulaşacağı hesaplanmış. Genetik, nanoteknoloji, robotik gibi alanlardaki hızlı değişimin, şu anda toplumda hissedilmeyen ama “biyolojik insan” tanımı gibi bu yüzyılın çok temel bazı kavramlarını değiştireceği ve “ölüm” kavramını insanın değiştireceği ön görülüyormuş.

Sıra bana geliyor, fikrim soruluyor… “Ölmeliyiz” diyorum, “ama teknolojiye karşı olduğumdan değil, görüşlerimin değişmez olmasından veya dindar olduğumdan da değil! Ölmeliyiz çünkü o zaman doğum’un bir manası kalmaz. Ölmeliyiz çünkü dünyada çok insan var ki dünyanın onlara sunduğu adaletsiz şartlar karşısında korudukları ‘ahlaklı’ tavırlarının, ‘öteki’ dünyada mükafatlandırılacağına inanıyorlar.” Bence ölmeliyiz, evet…

Ölünce çok özleyeceklerim var aslında ama evet yine de ölmeliyiz…

Annem – Babam
Arkadaşlarım
Gereksiz de olsa bir şey öğrenmek
Birine bir şey öğretmek
Sevdiğime sarılıp uyumak
Okul
Yeşil erik
Peynir
Kahkaha atmak
Birilerini güldürmek
Müzik dinleyerek yürüyüş yapmak
Sevdiklerimle tatil yapmak
Bodrum, Ormancılar sitesi
Hayal kurmak
Sevdiğimin ne olursa olsun yanımda olacağına inanmak
Ona güvenmek
Yemek yapmak
Misafir ağırlamak
Londra
İlkbahar
Yaz
Bira
Deniz
İlginç yerler görmek
Sadece kendim için değil, birileri için de yaşayabiliyor olmak
Dans etmek, bazen evde kendi kendime J
Sevmek
Sevilmek ya da sevildiğimi farz edebilmek

Bugün to-do listemdeki maddeler yerine, ölünce özleyeceklerimi düşündüm. Ölünce bunları özleyeceksem, yaşarken böyle bir listemin olmasını ve bana arada kendimi hatırlatmasını istedim ben de…

İnsan bazen curcuna içerisinde kendini unutabiliyor, şaşırabiliyor yolunu birilerinin veya bir şeylerin etkisinde kalıp. Bizi kendimize hatırlatacak listelere ihtiyacımız olabilir arada.

Bu da öyle bir liste işte, kafam karıştığında bana birazcık yardım edebilsin diye…

Tesadüfler Kraliçesi