İş yerinde ölümsüzlüğü tartışıyoruz, insanoğlunun giderek ölümsüzlük yolunda ilerlediği gerçeği… Moore kanunu yardımıyla, 2020’de kişisel bilgisayarların insan beyni kapasitesine ulaşacağı hesaplanmış. Genetik, nanoteknoloji, robotik gibi alanlardaki hızlı değişimin, şu anda toplumda hissedilmeyen ama “biyolojik insan” tanımı gibi bu yüzyılın çok temel bazı kavramlarını değiştireceği ve “ölüm” kavramını insanın değiştireceği ön görülüyormuş.
Sıra bana geliyor, fikrim soruluyor… “Ölmeliyiz” diyorum, “ama teknolojiye karşı olduğumdan değil, görüşlerimin değişmez olmasından veya dindar olduğumdan da değil! Ölmeliyiz çünkü o zaman doğum’un bir manası kalmaz. Ölmeliyiz çünkü dünyada çok insan var ki dünyanın onlara sunduğu adaletsiz şartlar karşısında korudukları ‘ahlaklı’ tavırlarının, ‘öteki’ dünyada mükafatlandırılacağına inanıyorlar.” Bence ölmeliyiz, evet…
Ölünce çok özleyeceklerim var aslında ama evet yine de ölmeliyiz…
Annem – Babam
Arkadaşlarım
Gereksiz de
olsa bir şey öğrenmek
Birine bir şey
öğretmek
Sevdiğime
sarılıp uyumak
Okul
Yeşil erik
Peynir
Kahkaha atmak
Birilerini
güldürmek
Müzik
dinleyerek yürüyüş yapmak
Sevdiklerimle
tatil yapmak
Bodrum,
Ormancılar sitesi
Hayal kurmak
Sevdiğimin ne
olursa olsun yanımda olacağına inanmak
Ona güvenmek
Yemek yapmak
Misafir
ağırlamak
Londra
İlkbahar
Yaz
Bira
Deniz
İlginç yerler
görmek
Sadece kendim
için değil, birileri için de yaşayabiliyor olmak
Dans etmek,
bazen evde kendi kendime J
Sevmek
Sevilmek ya da
sevildiğimi farz edebilmek
Bugün to-do
listemdeki maddeler yerine, ölünce özleyeceklerimi düşündüm. Ölünce bunları özleyeceksem,
yaşarken böyle bir listemin olmasını ve bana arada kendimi hatırlatmasını
istedim ben de…
İnsan bazen curcuna
içerisinde kendini unutabiliyor, şaşırabiliyor yolunu birilerinin veya bir
şeylerin etkisinde kalıp. Bizi kendimize hatırlatacak listelere ihtiyacımız
olabilir arada.
Bu da öyle bir
liste işte, kafam karıştığında bana birazcık yardım edebilsin diye…
Tesadüfler Kraliçesi