Hakkımda

Fotoğrafım
Merhaba! Ben "Tesadüfler Kraliçesi"...Hayatta bir cok seyin tesadüf olduguna inanıyorum. Tesadüfen tanıştığım ve sevdigim insanların hayatımda varlıklarını sürdürmeleri benim için çok önemli...Tesadüfen sevdiklerimle, "merak" duygumun bir sonucu olarak, üzerine düşündüğüm seyleri paylasmayı da seviyorum... Bu blogu okuyorsanız, muhtemelen tesadüfen tanıştıgım ve sevdiğim bir insansınız...

23 Ocak 2017 Pazartesi

Baş Başayım…


Annelik hakkında uzun zamandır bir şey yazmak istiyordum kayıtlarda bulunsun diye ama bir türlü fırsatım olamamıştı. Bugün niyet ettim, bakalım biter mi…

Bundan yaklaşık 17 ay önce Mine’m dünyamın vazgeçilmez bir parçası olarak hayatıma eklendi. 9 ay boyunca nasıl bir his olacağını merak edip durdum, karnımdan bebeğimi çıkarıp kucağıma verdiklerinde ilk aklıma gelen düşünce “tanrım, bu çocuk çok beyaz!” idi. Hala da süt beyaz benim Mine’m.

Mine’ye karşı hislerimi yazmam gerektiğini düşündüm ama bir türlü tarif edemediğim için hiçbir zaman toparlayamadım bu yazıyı, 17 aydır. Bugün Mine’ye karşı hislerim yerine, dünyaya karşı olan hislerimi yazmanın belki başlangıç için daha iyi olacağı fikri aklıma geldi ve onları biraz tarif etmek istiyorum. İlerde, ömrüm yeterse bakarım arada…

Aslında Mine’den önce fazlasıyla aktif bir hayatım vardı; sürekli görüştüğüm arkadaşlarım, okuduğum kitaplar, yoga derslerim, dans gecelerim, yemeğe davet ettiğim misafirler, uzun doğa yürüyüşleri, senede bir kez kendi başıma egzotik bir tatil, heves ettiğim bir şeyi öğrenmeye gittiğim çeşitli kurslar… Artık bunlar yok :) Dünyam daha mı az renkli tüm bu aktiviteler olmayınca? Aslında hayır! Kızım hepsinin yerini öylesine kapladı ki, başka bir şeye ayıracak vaktim yok denecek kadar az.

Dünyaya karşı hislerime dönecek olursam; çoğalmam ile birlikte hayatımın en yalnız zamanları başladı… Bir süre direndim, kızdım ama artık bunu kabullendim diyebilirim ve kırılmıyorum beni benimle bırakanlara.

Artık kötü bir şehir ile baş başayım...

Hayatımdan eksilenler önce keyif aldığım aktiviteler oldu, sonra yavaş yavaş arkadaşlarım koptular benden, sonra da eşim…

Artık kötü bir şehir ile baş başayım…

Hayat arkadaşım; kızım ve yeni biçimim ile birlikte büyüyoruz; hayali çiftlikler yapıyoruz, atlarımız var, bazen gökdelenler mahallesini zebralar ve zürafalar istila ediyor, bazen horozumuz Şakir “gıt gıt gıdaak, yumurtam sıcak” diye şarkı söylüyor, bazen de sadece Mine’yi izliyorum ve dünyanın hallerine şaşırmasına imreniyorum…

Artık kötü bir şehir ile baş başayım…

Hayat arkadaşım büyüyor, ben ise yaşlanıyorum…

Benim dışımda kimsenin ciddiye almadığı bir hayalim var; küçük ama gerçek bir çiftliğim olsun istiyorum, hafta sonları hayat arkadaşımı alıp bu şehirden kaçabileceğim.

Hayat arkadaşınla birlikte romantik hayaller kuramadan yaşamak, biraz fazla hoyrat bence! Baş başa kaldığım bu kötü şehirden, hayat arkadaşımı koluma takıp kaçma hayalim var…

Canım yavrum, hayatından müzik, dans ve hayat arkadaşı eksik olmasın! Sana aşağıdaki şarkıyı ithaf ediyorum.. İlk dinlediğinde çok sevmiştin ve birlikte dans etmiştik...

"Fill my heart with song and let me sing for ever more

You are all I long for

All I worship and adore

In other words, please be true
In other words, I love you"




Tesadüfler Kraliçesi