Designer gelinlikler, ağır protokollü düğün organizasyonları ve Maldivler’de balayı…
Başım döndü, aklım karıştı son zamanlarda birçok arkadaşımın ne yaptığını anlamaya çalışırken. Bence onlar da sorgulayamadan, kendilerini bir furyanın içinde buldular ve inanıyorum ki yaptıkları veya yapılmasını talep ettikleri birçok şeyi bundan 20-30 sene sonra “anlamsız” bulacaklar. Hangi ara bir takım küçük sembolleri olan anlamlı olguların içi bu derece boşaltıldı; olgular küçüldü, semboller büyüdü ben kaçırdım…
Ağır protokollü düğünler…
“Düğün” kavramı bence, iki kişinin kendilerini gelecekte bir diğeri ile düşününce, mutlu tahayyül ediyor olmalarının, bu iki kişi arasındaki bir sır olmaktan çıkıp hayatlarındaki diğer sevdikleriyle paylaşılması ve bu mutlu tahayyül edilen geleceğin hep birlikte kutlanması demek… Yani kısaca kutlama! Kutlamak için fiyonklarla süslenmiş sandalyelere, Beyaz Saray yemeği şeklinde donatılmış masalara ve tüm o abartıya gerek var mı bilemiyorum. Beyaz Saray yemeğini andıran masaların etrafında, Damat Halayı çekmek komik oluyor :)
Kutlamanın dışında düğünün bir diğer özelliği de elbette takı takılması herhalde. Benim teorim şu: ev kurmak eskiden, (keza bence şimdi de) oldukça masraflı bir şey olduğundan ve genç insanların bu kadar bütçesi olmadığından, insanlar birbirlerine düğünlerinde altın getirirlermiş ki, genç çiftin ihtiyaçlarının bir kısmı karşılansın, bir aksilik olması durumunda kenarda köşede 3-5 kuruş bir şeyleri olsun diye. Eş dost aslında, gençlerin kutladıkları, mutlu olmasını tahayyül ettikleri o geleceğe kendi kararlarınca maddi olarak destek veriyorlar bence… Şimdi insanlar bu kallavi düğün organizasyonları için o kadar para dökünce, eş dost tam olarak neye destek veriyor o da ziyadesiyle anlamsızlaşıyor! Düğün yemeğinin maliyetinin çağrılan davetlilerin takı tutarından daha az olması gerektiği gibi bir gerçekle karşılaşıyoruz ki, bu olayı iyice manasızlaştırıyor…
Designer gelinlikler…
Aslında batılılaşmamızın başlamasıyla beyaz gelinlik bizim kültürümüzde de yaygın hale gelmiş ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde iyice popülerleşmiş. Fakat bizim kültürümüzde evvelden, genç kızların gösterişli giyinmesi ayıp sayıldığından ve sadece evlilerin süslü olmaya hakkı olduğundan, “gelinlik” süslü giyinmeye atılan bir adımmış ve bildiğim kadarıyla beyaz değilmiş. Batıda Orta Çağ’da, gelinliğin gösterişi sosyal statüyü simgelermiş; gelinlik ne kadar süslü, parlak, kabarık olursa, o kadar üst sınıfa mensup olunduğunu gösterirmiş. Kısaca oradan buradan merak edip okuduğum ve aklımda kalanlar bunlar…
Soruyorum çok para döküp designer gelinlik alan arkadaşlarıma: sosyal statünüzü Batılıların Orta Çağ’da yaptıkları gibi mi göstermeye çalışıyorsunuz, ellerinizdeki iPhone 4’lerle? :) Zaten hepiniz çok güzelsiniz, rahat edeceğiniz, kutlamanızda keyifle hoplayıp zıplayacağınız bir tercih, inanın o “an”ın ruhuna çok daha fazla hitap ederdi…
Maldivler’de balayı…
Maldivler’i çok merak ediyordum aslında; küresel ısınmayla ve su seviyelerinin artmasıyla yok olacak adalardan birisi olduğundan, “kaybolmadan bir görsem” diyordum ama sanırım vazgeçiyorum. Zira Maldivler'e gidersem, gizlice evlendiğim düşünülebilir. :)
Bu insanlar Boğaz kenarında kallavi düğün yapıp, Maldivler’e balayına gidiyorlarsa, benim vereceğim çeyrek altına ihtiyaçları ne kadar olabilir ki? Ruhsuz bir edayla takılan bir çeyrek daha…
Gidin sevdiğinizle güzel bir tatil yapın işte, dinlenin, birlikte güzel hayaller kurun. Varsın gerçek olmasın ama hayal kurun… Birlikte güzel hayaller kurun! İlla tatile çıkmanıza da gerek yok, bir yerde birlikte hayal kurun ve adını “balayı” koyun…
Birlikte hayaller kurabilmek için evlenmediniz mi yoksa?
Tesadüfler Kraliçesi