Annem ile konusurken, bir gun bana dedi ki; “siz gençler hemen birbirinize sahip olmaya calisiyorsunuz. Daha birbirinizi tanımadan sahip olma istegi nereden geliyor? Insan tanımadıgı seye neden sahip olmak ister?” Cevap veremedim... Bir arkadaşım bir gün bana “bakış emniyet getirir” demişti. Onunla bağdaştırdım sonra bu sorunun cevabını. Ne kadar da doğru demiş o bilge insan, “bakış emniyet getirir” diyerek... Sebebi bu bence, bakmak istiyoruz sevdigimize, gormek istiyoruz onu her daim. Görüş menzilimizden çıktığı anda huzursuzluğumuz başlıyor. Ama bunun sebebi sevmekten, aşktan gelmiyor maalesef. Bunun sebebi, kendini emniyette hissetmeyi istemekten geliyor. O kadar güvensiziz ki kendimize, etrafımıza karşı; kendimizi emniyete almak uğruna direktifler yağdırmaktan, etrafımızdakileri sıraya dizmekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Yine ibre dönüyor ve kendi egomuza doğru ucunu doğrultuyor. Egomuz, emin ellerde olmak istiyor! Batı kurumsal şirketlerinin mülakatlarında bunun adına “control freak olmak” diyorlar ve istenen bir özellik olarak karşımıza çıkıyor. Ben kendi lugatımda buna “enerjisini üretmek yerine, işlerin seyrini tayin etmeğe harcamak” diyorum ve kabul etmiyorum!
Hayal gücü! Eskiden insanlar hayal güçlerini kullanarak büyük aşklarını yaratıyorlardı... Mektup yazılırmis sevgiliye yıllarca. Onun ve senin yazdıklarınız asolandı. Dürüstçe anlatırdı herkes olanı biteni. Emniyet azdı, hayal gücü vardı! Yazılana güvenilirdi. Arada cok nadir buluşunca ise söylenenler aslolandı... Insanlar en destansı arkadaşlıkları da, ilişkileri de hayal güçleri sayesinde yaşıyorlar bence. Aklınızdan geceni tahmin edebiliyorum; “bir insan yaratıyorsun, sonra yarattığının o olmadığını anlayınca hayal kırıklıgı vs vs... “ Yoo hayır ben oyle düşünmüyorum; insan her zaman kendi düşündüğünü yaşar. Hayal gücü hep vardı, eskiden de, şimdi de. Şimdi kullanmamız daha zorlaştı sadece onca hengamenin içinde. Hesaplı olmaz hayal gucu, bir sonraki adım düşünülmez hayal gücü kullanılırken. Ilişki bir satranç oyunu misali yaşanmaz, birkaç adım sonra mat olmamak adına atılan onca adım yoktur hayal gücü kullanıldığında. O yanında olmasa bile, orada oldugunu hayal edersin ve sadece düşünürsün onu, beklenti olmadan, alış-veriş ya da veriş-alış ilişkisine dönüştürmeden olanı biteni...Her şey ne kadar basit ise, o kadar anlamlıdır bence. Hiç birimizin daha fazla yorulmaya takati yok artık...
Hayal gücü! Eskiden insanlar hayal güçlerini kullanarak büyük aşklarını yaratıyorlardı... Mektup yazılırmis sevgiliye yıllarca. Onun ve senin yazdıklarınız asolandı. Dürüstçe anlatırdı herkes olanı biteni. Emniyet azdı, hayal gücü vardı! Yazılana güvenilirdi. Arada cok nadir buluşunca ise söylenenler aslolandı... Insanlar en destansı arkadaşlıkları da, ilişkileri de hayal güçleri sayesinde yaşıyorlar bence. Aklınızdan geceni tahmin edebiliyorum; “bir insan yaratıyorsun, sonra yarattığının o olmadığını anlayınca hayal kırıklıgı vs vs... “ Yoo hayır ben oyle düşünmüyorum; insan her zaman kendi düşündüğünü yaşar. Hayal gücü hep vardı, eskiden de, şimdi de. Şimdi kullanmamız daha zorlaştı sadece onca hengamenin içinde. Hesaplı olmaz hayal gucu, bir sonraki adım düşünülmez hayal gücü kullanılırken. Ilişki bir satranç oyunu misali yaşanmaz, birkaç adım sonra mat olmamak adına atılan onca adım yoktur hayal gücü kullanıldığında. O yanında olmasa bile, orada oldugunu hayal edersin ve sadece düşünürsün onu, beklenti olmadan, alış-veriş ya da veriş-alış ilişkisine dönüştürmeden olanı biteni...Her şey ne kadar basit ise, o kadar anlamlıdır bence. Hiç birimizin daha fazla yorulmaya takati yok artık...
"O"nu hayal gücüm ile yaratmak ve hayal gücüm ile sürdürmek istiyorum... "O" da beni hayal gücü ile yaratsın ve sürdürsün istiyorum...Emniyet duygusu olmadan, ruhsal mesafe korunarak, paralel kalınarak, atılacak adımları hesaplamayarak...
Tesadüfler Kraliçesi
